Bir Japon Efsanesi: Africa Twin
Aslında bu hikayenin başlangıcı; 1984 yılında Honda' nın ‘'uzun mesafe yarışı'' arenasına katılmak adına, HRC ekibinin ar-ge çalışmalarına ‘'yeşil ışık'' yakması ile başlar. Fakat bu aldıkları karar, 80' li yılların başındaki motosiklet pazarı için uygun bir karar değildi. Uzun soluklu off-road yarışlarının artan popülaritesi, katlımcıların ve izleyicilerin bu keyfe ortak olması, HRC ekibinin bu tip bir projeye doğrudan dahil olmasına sebep oldu.
İlk defa 1979 yılında yapılan Paris-Dakar Rallisi ile birlikte, 125 cc hacim üstü off-road motosiklet satışlarında -özellikle 1980-1987 arasında 3,8 kat artarak- büyük bir patlama yaşandı.
Uzun süspansiyonlara ve hantal depolara sahip bu motosikletler, yepyeni bir moda akımı yaratmaya başladı. Bu akımın mantalitesi; düşük bakım maliyetine sahip tek ve ya çift silindirli bir motora dayanıyordu.
Bunun üzerine üreticiler; büyümekte olan motosiklet pazarını daha iyi yakalayabilmek adına ‘'Rally-Replica'' modellerine şık bir görünüme sahip olan depolar, sürücüler için kolaylık sağlayacak özellikler – elektrikli marş motoru gibi- eklediler.
Sektörün lideri olan Honda, teknolojik alanda öncü olacak ve motosiklet satışlarında olumlu bir etki yaratacak olan HRC bu alana katılmasına karar verdi. O dönem Paris-Dakar rallisinin markalar sıralamasında hakimiyet, BMW' nin elindeydi. 80' li yıllarında ortalarına kadar -1985 ve 1986 yıllarını birincilikle taçlandırmasıyla- motosiklet dünyası BMW' den sorumluydu diyebiliriz.
Paris Dakar Rallisinde, Almanlar beklenmedik bir şok yaşadı. Honda; o yıl yenilenen NXR 750 ile Almanların Paris Dakar saltanatını durdurmuştu. Japonlar sadece yarışı kazanmakla kalmamış, motosiklet teknolojilerini geliştirerek, Paris Dakar Rallisini kazanan ilk su soğutmalı motora sahip olan NXR 750' yi yaratmışlardı.
Japonların bu teknolojik üstünlüğü; özel kategorilerde en iyi sürücüler sayesinde tam dört kez Paris-Dakar birinciliği kazandırdı. 1979 yılında tek silindirli Yamaha ile yarışı kazanan ve bu alanda efsane olmuş Cyril Neveu ilk iki yıl boyunca (1986-1987), Eddie Orioki (1988) ve Gilles Lalay (1988) Honda' ya eşsiz bir zafer serisi yaşattılar.
Galibiyet serisi ile birlikte Japonlar; yarış başarılarını paraya çevirebilecek ‘'sivil'' bir modelin tanıtımı için fırsat yaratmış oldu. O yıl için(1987) her yola uygun gezi amaçlı fakat tam anlamı ile off-road kapasitesi olmayan XLV 600 modeli vardı. Aynı zamanda onunla eş değer sayılan tek silindirli Dominator 650' de vardı. Bu durum hem şehirde hem de (arazi) off-road kapasitesine sahip XLR 600' ün evrim geçirmesine sebep oldu.
1988 yılında; her türlü yol şartlarına uygun, arazi kapasitesi yüksek, uzun soluklu yollar gidebilecek ve adı yıllarca ‘'efsane'' olarak adlandırılacak ‘'Honda XRV 650 Africa Twin'' doğdu. Honda; NXR 750' den kazandığı ar-ge çalışmaları, Paris-Dakar rallisi için yapmış olduğu dizayn tecrübelerini harmanlayarak radikal bir ‘'uzun yol motosikleti'' yapmıştı.
XRV, çift silindirli V tipi 52º açılı, sıvı soğutmalı, silindir başına üç subap ve çift buji ateşlemeli, üstten kam miline (SOHC) sahip nir motordur. Krank mili ise, V52º nin titreşimlerine azaltmak adına birbirine 76º yapacal şekilde çift pinli sisteme sahiptir.
Aslında bu motorun küçük yapılı olması Japonların imzasıdır diyebiliriz. Tüm bu motor aksamını çerçeveleyecek olan aksamın ağırlık probleminide, alüminyum bazlı bir apronla sağmışlar.
8000 devirde 57 Hp güç üreten ve 6500 devirde 62 Nm tork sağlayan XRV motoru, düşük devirlerde tatminkar bir şekilde tüm sürüş koşullarında size rahatlık yetecek bir güç sunmaktadır.
İki adet alüminyumdan yapılmış radyatör ise sizin haberiniz olmadan her türlü koşulda sessizce ve fazlasıyla işine sadık bir şekilde görevini yerine getirmektedir. Büyük bir hava filtresi ile birlikte, Keihin marka blok tipinde çift karbüratöre sahip olan XVR' nin egzos sistemi ‘'2in1'' şeklinde tek tüple son bulmaktadır.
Sürekli gelişim hırsında olan Japonlar şasiyi, Transalp' e göre % 20 daha sertliğe sahip olacak şekilde tasarlamışlar. Japonların amacı, çeşitli arazilerde yüksek hızlardaki stabiliteyi sağlamak ve kuyruk şasisinin 20 kg'lık bir yükü herhangi bir sorun yaşamadan rahatlıkla taşıyabilme olanağını sunmuşlar. (Edit: Kırıklık böyle bir şeymiş!)
Arazi (off-road) sürüşlerinde ise süspansiyon, yeterli uzunlukta ve diğer off-road modellerinden araklanmış olan 43 mm' lik çaptaki çatallara sahiptir. Arka amortisörde ise, gaz ve yağ karışımı ile yükleme ve sıçrama (pre-load, damper) ayarını yapabilirsiniz.
XRV' nin kendine has karakteristik tasarımına sahip 24 litrelik bir benzin deposuna sahiptir.
Ön tekerlekte 296 mm' lik çift disk ve arka tekerlekte 240 mm' lik tek diske sahip, çift pistonlu Nissin marka fren kaliperleri bulunmaktadır. Bu fren sistemi Africa için gayet tatminkar bir şekilde frenleme imkanı sunarken, eğer sizi izleyenler varsa ‘'vay be zınk diye durdu koca motor'' şeklinde görsel bir şölen yaşatmaktadır. (Tecrübe ile sabittir)
O dönem çıkarttığı bu modelle Honda kendi piyasasında trend olmuş diyebiliriz. Hatta biraz daha abartıp ‘'sektörü manipüle ederek'' trendi kendi oluşturmuştur dersek daha gerçekçi olur. Bununda ispatı; Honda Fransa' nın desteği ile 1989 Paris-Dakar Rallisine küçük değişikliklere sahip 50 adet XRV 650 katılmıştır. Fakat ekipman kısıtlamaları sebebi ile 50 adet XRV 650' den 18 tanesi yarış dışı kalmış en iyi derecesini ‘'maraton'' sıralamasında birinci, genel sıralamada 16. Bitiren Fransız Patrick Toussaint ile yapmıştır.
Kullanıcılardan aldıkları geri bildirimlerle ufak tefek problemlerini giderilen ‘'Africa Twin'', 1990 yılında serinin devamı olan XRV 750' yi çıkarttı.
2002 yılında kadar üretilen XRV 750 ‘'Africa Twin'' kullanıcıları arasında dört seri ile adlandırılır. RD03; efsanenin doğuşu olan model(1988-1989), XRV 750 RD04(1990-1992) , RD07 (1993-1995) ve ufak tefek makyajlanarak çıkarılmış olan RD07a (1996-2002) modelidir.
1999 yılına girildiğinde ise Honda' nın geliştirme adına yeni bir model arayışı ile çıkarttığı XLV 1000 Varadero modeli çıkartması kafalarda soru işareti oluşturdu. Çıtayı ‘'hunharca'' yükseltmiş olan Honda, ‘'Africa Twin'' efsanesini bitirmek adına mı bu modeli çıkartmış bilemiyoruz.
Başka bir rivayete göre ise; ‘'Africa Twin'' in bozulmayan aksamları yüzünden ve Varadero' nun istenen satış rakamlarına ulaşamaması ile efsaneyi sona erdirdiği şeklindedir. Fakat ‘'Africa Twin'' gibi bir efsaneyi yarattıktan sonra, arazi uyumlu enduro segmentinde sanki bir ‘'lanet'' gelmişcesine o havayı yakalayamadı. Diğer markaların kendilerini bu segmentte ciddi bir şekilde geliştirdiği ataklara ne yazık ki Honda cevap verememektedir.
‘'Yeni Africa Twin'' söylentilerine, 2014 EICMA Fuarında prototip olarak geliştirmiş olduğu ve henüz detayları verilmeyen'' XRV 1000'' şeklinde adlandırılacak olan modeli çıkartmış olan Honda, bu serinin fanları için kaşıntıya sebep oldu diyebiliriz. Umarız Honda enduro sınıfında bu seri ile birlikte, eski ihtişamlı günlerine tekrar kavuşur.
Dünya çapında ‘'hastalık'' derecesinde haranları bulunan bu ‘'efsane'' modeli, hala yollarda görmek mümkün. Kamp yapmaya gittiğinizde ya da trekking yaparken çalıların arasında bir ‘'Africa Twin'' geçerse şaşırmayın.
Kaynak: xrv650story.eu
Muhittin Öztürk