Dönüşe Dair Korkular

Dönüşe Dair Korkular


29.01.2015

Motor sürücüleri bazen dikkatsiz araba sürücülerinin kurbanıdırlar ama kendimizi kandırmayalım; birçok trafik kazasını, eğer beynimizi iyi eğitirsek, frenlerimizi kullanmayı ve dönemeçleri okumayı iyi öğrenip bunları kullanmada ustalaşırsak, engelleyebiliriz. 

Beynimizdeki bazı olumsuz düşüncelere dikkat edelim. Bunlar beynimizin en kötü zamanda devreye sokacağı alışkanlıklardır. Lastiklerin yere bakar durumda kalması ile göğe bakar durumda olmasını bu belirler. 

Motor dönüş hattını izlemiyor.

Eğer bu duyguya kapılırsanız yani motorun sizin isteminiz dışında hattı takip etmediği duygusuna bunun sebepleri şöyle sıralanabilir:

• Farkında olmadan yavaşlamışsınızdır.
• Farkında olmadan hızlanmışsınızdır.
• Gidonu çekiyorsunuzdur.

Yavaşlamak hattı kapatır çünkü motor üzerinde işlev gören merkezkaç ve jiroskopik güçleri azaltır. Hızlanmak merkezkaç kuvvetini artırarak motoru hattı açmağa iter.

Motosikletler bir kere yattıktan sonra yönlendirilmeğe ihtiyaç göstermezler. İlk komutun doğru verilmiş olması yeterlidir. İlk komutu doğru verebilmek içinde bakışlarınızın doğru kullanılarak dönüşü okumak yani çıkışı görmek gerekmektedir. Eğer çıkışa bakmıyorsanız motosiklete gideceği yerin komutunu doğru vermeniz mümkün değildir. Düzlükte olsun dönüşlerde olsun bakışlarınızı ileriye yöneltin.

Lastikler yolu tutmayı bırakıyor.

Bu hepimizin başına gelebilir. Motor yatınca sanki yol tutuşunu kaybediyorlar gibi bir hisse kapılırız. Bu duygu kısmen motorun ağırlığının kaybolmuş gibi hissedilmesinden kaynaklanır. Motor o kadar hafif ve devrilebilecekmiş gibi bir his verir ki beynimiz motoru olduğundan daha hafifmiş gibi algılar. Sanki lastikleri yere doğru iten bir ağırlık kalmamış gibi.

Ama bu his doğru değildir. Motorunuzun ağırlığı bellidir ve siz bunu düşünün. Yani motorunuz sizin üzerinde ve siz altta yatıyor olsa ne hissederdiniz. Bayağı ağırdır. İşte bu ağırlık hareketle ortadan kalkmaz. Lastiklerinizin yola tutumunu sağlayan yer çekimidir ve bu çekim her zaman oradadır.

Kaldırıma vuracağım.

Nefes tutulur, gerilim yükselir, odaklanma daralır. Bir dönemeci alırken dönüş hattımızın açılmaya başlaması karşısında insanı hasta eden o duyguyu hepimiz biliriz. Beynimizi doğal reaksiyonu şudur: Kaçınmak istediğiniz kaldırım taşına bakışların sabitlenmesi ile başlayan acımasız süreç. Hat daha açılır, panikleme fazlalaşır, kasılıp kalınır ve dönüş hattı daha da açılır.

Beynimize daha akılcı bir süreci kullanmasını öğretmek zorundayız. Kontrolü tekrar ele aldığınızı görmek, kasılmayı azaltmak ve hattı bulmak. Kaldırımdan bakışlarınızı alıp motoru çevirmek istediğiniz yöne yöneltmek işin temelidir ve bunun için önceden çok talim yapmalısınız. Çünkü bu davranış ihtiyacınız olduğu anda öğrenilecek bir alışkanlık değildir.

Motosiklet olsun araba olsun olabildiğince ileriyi tarayın. Bakışlarınızı tam kullanın ve eğer bazı detayları yakınınıza gelmeden fark edemiyorsanız siz yeterince ileriye bakmayı bırakmışsanız yani siz sürüşten sıkılmış durumdasınız demektir. Ya da yol sıkıcı bir yoldur diyelim.

Dönüş kapanırsa öldüm.

Bir dönemecin ortasındasınız, ayaklıklar yeri kazımıyor fakat siz sanki daha fazla yönlendirme imkânınızın kalmadığına dair bir duyguya kapıldınız.

Bu hal acil durumlarda sıkça görülen bir yanılmadır. Eğer panik sürücünün bedenini sararsa kasılma olur ve mevcut durumu bertaraf edemez. Kilitlenmiş kollarıyla motoru kontrol edemez.

Kontrolü geri kazanmak için önce gevşeyin, kollarınız gevşesin. Kollarınızı kırın ve gidon üzerindeki yönlendirme gücünü kollarınız tekrar kazanacaktır. Araba sürenlerinde genellikle koltuklarını çok geriye alarak kollar düz bir şekilde omuzlardan güç alınarak yapılan sürüşleri yanlıştır. Reaksiyon süresininde gecikmeye sebep olur. Bunların koltuklarını kolları kırk vaziyette olacak şekilde öne almaları gerekmektedir. Yine otomobil sürücüsü eğer bacakları dizden yeterince kırık şekilde değil de koltuk en geride, ayaklar kontrollere adeta bacaklar düz vaziyette basıyor şekilde araç kullanırlarsa önden gelecek bir kaza darbesinde bacaklar darbeyi direk kalçaya ileteceğinden kalça kemiği kırılması ihtimali çok fazladır.
Yazar:  Alpaslan Kuzucan


motorcular.com'da üye ve kurumsal kullanıcı üyelerinin oluşturduğu tüm içerik, görüş, bilgi ve belgelerin doğruluğu, eksiksiz ve değişmez olduğu, yayınlanması ile ilgili yasal yükümlülükler içeriği oluşturan kullanıcılara aittir. motorcular.com portalına girilen içeriklerin, görüş, bilgi ve belgelerin yanlışlık, eksiklik veya yasalarla düzenlenmiş kurallara aykırı olmasından motorcular.com hiçbir şekilde sorumlu değildir. Sorularınız için ilan veren üyeler ile irtibata geçebilirsiniz.

bucaefeler.com.tr
Başa Dön