Maksimum Frenleme
Acil durum frenlemesi maksimum frenleme yapmak demektir. Amaç en kısa sürede motosikleti durdurmuş olabilmektir. Maksimum frenleme sadece motosiklet dik durumda ise yapılır.
ACİL FRENLEME
Gazı düzgün bir şekilde kesiniz, çok ani bırakmayınız.
Ön freni düzgün şekilde sıkınız, boğarcasına sıkmayınız.
Eğer çok ani gazı keser ve ön freni ölüm sıkışı gibi kaparsanız öne o kadar ani ve çok ağırlık gider ki ön amortisörler dibe vurur. Bu lastik yol tutuşunu olumsuz etkiler ve şase kontrolü kaybolur. Arka teker yerden kesilebilir bu da denge problemini getirir. Tabi bu arada amortisörler dibe vurduğundan karşılaşılacak bir engel için ilave emiş payı kalmaz ve yol tutuşunun kaybolması olayı olabilir. Düz hatta bu durumda lastikler kaymaya başlarsa durma mesafeniz artar.
Kendinize güven ve tam kontrol için talim şarttır. Bunu yapmak içinde kendinize güvenli, trafiğe kapalı boş bir alan bulunuz.
Tavsiyeler:
Erken frenleme noktaları ile başlayın. Bu dönemeçlere hızlı yaklaşımlardaki stresi de alır.
Ön freni maksimum ama düzgün bir şekilde ardışık çoğaltma ile sıkınız. Ön tekerinizin kilitlenme noktasını hisseder duruma gelmeniz gerekir. Arka tekerinizin de yerden kesilme noktasına gelmesini hisseder duruma gelmeniz gerekir.
Frenleri dönemeçlere yatmadan evvel süspansiyonların hareket mesafelerinin %50-70 oranına gelmesini sağlayacak kadar önceden bırakmış olmanız gerekir. İlk sıkışta frenler süspansiyonları neredeyse sonuna kadar bastıracaktır.
Ön freni bırakışınız sıkışınıza göre daha yavaş olmalıdır. Bunun için talim yapınız. Bu ağırlık dağılımının ön arka üzerinde daha eşit gerçekleşmesini sağlayacaktır. Yine ön süspansiyonların şasiyi sarsacak hızda geri sekmemesini (açılmamasını) sağlayacaktır. Aynı zamanda da ön lastik yer temas alanının çok yüklenmeden dolayı dönüşe yatma ile kaymaya başlamasını önleyecektir. Ön teker bir kere yeri bırakınca maalesef genellikle sonuç çok ani bir şekilde önce omuzların yere sürtünmesi ve sonra kaksın sürtünmesi ile oluşan ölümcül vakıalardır.
İz frenlemesinde (frenlerin 2/3 oranında apekse kadar basılı tutulması) frenlerin sert kullanımı yol tutuş kaybı ve kaza demektir. Benim yaşadığım bir tecrübe ise çok ani bir şekilde savrulma ve göz kararması, dizimdeki acı ve biraz sonra çevredeki ''çok kötü düştü, ambulans çağırın, bu aletler çok tehlikeli zaten'' sesleri idi. Yani kısacası dönüşe geçerken ve dönüş boyunca ön teker yer tutuşunu kaybetmesi çok kötü sonuçlar verir. Hele dönüşe gaz kapalı ve ön frenle giriyorsanız burada ön tekerin yer tutunması çok kritik bir noktadadır. Dikkatli olunuz.
Usta bir sürücü 50 km hızda bir motoru 9 metrede durdurabilir ama bu 100km hızda 35 metreye çıkar. 200 km de 150 metreye çıkar. Yani hız artışı ile paralel bir duruş mesafesi oranı yoktur. Hız arttıkça duruş mesafesi hızın karesi ile orantılı olarak artar. Önemli olan hangi hızlarda ne mesafede durabileceğinizi biliyor olmak ve bu hızlarda frenleme talimleri ile ustalaşmış olmanızdır.
Her zaman geçerli iki kural vardır:
1. Limitlerinizi aşmayınız.
2. Eğer aşarsanız mutlaka düşersiniz.
Frenleme hataları:
Frenleme hataları genellikle lastik izlerinden kendisini belli eder. Mesela yan yoldan çıkan bir kamyonete yandan vuran bir motorcu genelde arkasında koyu bir lastik izi bırakmışsa bu frenleme hatası demektir. Burada kamyonet şoförü dikkatsizlikle suçlanacaktır ancak yerdeki bu uzun iz aslında motor sürücüsünün arka freni kilitlediğini ön freni devreye gerektiği gibi sokamadığının göstergesidir.
Kazalarda yaralananlar çoğunlukla motor sürücüleridir bu yüzden bir motor sürücüsünün bu gibi acili yet arz eden durumların üstesinden gelebilmesi için ustalaşması gereken tekniklerin başında agresif bir tarzda maksimum fren yapma tekniğinde ustalaşmış olması gerekmektedir. Bu motorun kontrolünü kaybetmeden ihtiyaç olduğunda yapılması zorunluluk olan bir frenleme şeklidir.
Fren sistemleri her geçen gün daha güvenli hale getirilmektedir ancak insan faktörü ilk önemli faktör olmağa devam edecektir. Frenleme işleme sürücünün ustalığı yanında farkındalılığının da olmasını gerektirir. Eğer tehlikenin zamanında farkına varmaz ve frenlemeye başlamazsanız en gelişmiş teknikler bile sizi kurtarmaya yetmeyecektir. Ve eğer frenleri doğru şekilde kullanamazsanız motorunuzu en kısa mesafede durduramazsınız.
İnsan beyni acil durumlar karşısında garip davranır. Önce otomatik olarak kaçınıcı hareketi yapar sonra bu olay üzerinde düşünür. Önünüze doğru kendi soluna dönüş yapmakta olan bir taksi ile karşılaştığınızda veya bir gelişigüzel gezinen bir kamyonla yüz yüze geldiğinizde bir sonraki hareketinizin ne olacağını size alışkanlıklarınız dikte ettirecektir. Evet, siz ön freni öncelikle kullanma alışkanlığınız olan bir sürücüyseniz bu durumda önce ön freni çekip sonra düşüneceksinizdir. Yada siz sadece arka freni kullanmak gibi bir tembelliği alışkanlık haline getirenlerdenseniz, büyük ihtimalle sadece arka fren basacaksınız ve kazadan sonra olay hakkında düşünecek ve ön freni kullanmayı unuttuğunuzu hatırlayacaksınızdır.
Yani fren sistemleriniz ne kadar güvenli olursa olsun sizin bir sürücü olarak doğru fren yapma alışkanlıklarını önceden temel eğitim kurlarında edinmiş olmanız şarttır. Meşhur Hurt raporunu hazırlayanlar; sınırsız görüş olan otobanlarda dahi her zaman ön fren elciğini kavrayarak mı sürüş yapılmalıdır?, sorusuna şu cevabı vermekteler: Bu tip otobanlarda olan bir çok motosiklet kazası üzerinde yapılan çalışmalar, incelemeler kazaların yanlış giden bir şey olmadığını düşündükleri ve herhangi bir tehlike beklemedikleri, rahat hissettikleri anlarında oluştuğunu göstermektedir.
Şunu da unutmayalım ki en kısa mesafede duruşu her iki frenin birlikte tekerleri kilitleme noktasından hemen öncesine kadar olan seviyeye kadar, maksimum sıkılmasıyla sağlanır. Ve eğer ABS var ise siz bu durumda ABS nin harekete geçip devreye girmesinden hemen önceki noktaya kadar sıkılması demektir. Daha fazla sıkıp ABS sistemini devreye sokarsanız bu seferde duruş mesafeniz uzar. Evet, ABS tekerlerin kilitlenip kaymasını önlemek içindir ama devreye girmeleri aynı zamanda duruş mesafenizin de uzaması demektir. ABS sistemini devreye sokmadan daha kısa mesafede duruş yaparsınız.
İdeal olan çabuk duruş:
Şehir içi ana arterlerde sürüş yapıyorsunuz ve bir tehlike varlığının üzerinize gelmekte olduğunu gördünüz. Önce arkanızı kontrol edin, kuyruğunuza takılan(çok yakın takip de olan vasıtalar) var mı? Takibe bir vites küçülterek süratinizi 20km kadar düşürürken ön freni de hafifçe sıkınız. Bu 20km hız kesme olayı sizin çabuk duruşunuz esnasında sizin frenleme mesafenizi yarıya indirecektir.
Şehir içindeki kavşaklarda önünüze doğru kendi sollarına dönen vasıtalar karşısında sıkı frenleme çok önemlidir. Genellik sürücü sizi fark etmemiştir ve önünüze aniden kırar. Siz debriyajı çekin, gazı çevirip kapatın ve her iki frene birden basın. Burada arka frene öne kıyasla çok az oranda daha hafif olmanız tavsiye edilir. Ön freni de sıkarken sıkma basıncını kademeli olarak yükseltin. Motor öne doğru basınca arka freni biraz gevşetin ve ön frendeki sıkma kuvvetinizi artırarak kilitlemeden bir önceki sıkma noktasına ulaşın. Sola dönüş yapan vasıta şu an önünüzde olsa motorunuzu dik konumda tutun ve ileriye bakar şekilde yönlendirin. Bu arada dizleriniz tankı sıkıca tutuyor olsun ve gözleriniz çarpışmadan hemen önceki durmak istediğiniz noktaya odaklansın.
Sürüşün son yarım metresinde ilk vitese geçmiş olunuz ve arkanızdan size çarpacak bir tehlikenin olup olmadığını aynalarınızdan kontrol ediniz. Motoru duruş anına getirdiğinizde sağ ayağınız hala arka fren üzerinde olarak ve sol ayağınız yere basılı durumda olsun. Yolunuzu kesen vasıta yoldan çekilir çekilmezde debriyajı bırakıp yola devam ediniz. Trafiği bloke eder durumda ortada salakça durma alışkanlıklarınız olmasın. Büyük kaza atlattım derken arkadan alabileceğiniz beklenmedik bir darbe her şeyi boşa çıkartır.
Yazar: Alpaslan Kuzucan