Sarsmadan Sürüş Sanatı

Sarsmadan Sürüş Sanatı


14.01.2015

Motosiklet üzerindeki oturuş şekliniz motorunuzun yönetimini direk olarak etkiler. Maalesef birçok insan doğru oturma şeklini hiçbir zaman öğrenmezler.

Performans motora mümkün olduğunca öne, kemer kavuşma çizginizi tanka bastırır şekilde oturunuz. Öne eğiliniz ve tankın üzerinde başınız camın arkasında kalacak şekilde durunuz ama tankın üzerine abanmayınız, karın kaslarınızla kendinizi tutunuz. Öyle ki ellerinizi elciklerden çekseniz de pozisyonunuz bozulmasın. Bunu motor dururken çalışarak karın kaslarınızın bu alışkanlığı kazanmasını sağlayınız. Ancak 183cm den daha uzunsanız bu durum sizi uzun mesafede yoracaktır. Dirsekleriniz kırık dizlerinize değecek şekilde olarak sürüş yapılır. Yavaş sürüş kontrolü ve kaygan zeminde sürüşte de öne doğru oturulması kontrolün sağlanması açısından avantajlıdır. Ama bu durumlarda öne eğilme yoktur. Dik oturulur tıpkı frenleme esnasında ve dönemeçlerde yapıldığı gibi. Esas olarak herkes için tek bir kural vardır denemez. Mesela touring bir motorla uzun yol yapacaksanız size nasıl rahat geliyorsa ve yormuyorsa ona göre oturunuz.

Kötü zeminlerde sürüş yaptığımızı farz edelim ve düz bir hatta nasıl yumuşak bir tarzda sürebiliriz konusuna odaklanalım. Burada performans motor sürüşündeki kapanmayı bir kenara bırakarak aşağıdaki önemli noktalara yoğunlaşalım:

• Kumandaları en iyi kullanabileceğiniz ve nereye gittiğinizi en iyi görebileceğiniz pozisyonu bulun.
• Motor üzerinde rahat olun ve bacaklarınızın ikinci bir süspansiyon görevi yapmasına izin verin.
• Dirseklerinizi kilitlemeyin; bu size yönlendirme üzerinde iyi bir kontrol sağlamınız için gereklidir ayrıca elciklere stres geri beslemesi de yapmamış olursunuz.

Ayak pedalları (pegler) üzerinde biraz baskı uygulayın. Bu baskı sizin sele üzerinde hafifçe oturuyor olmanıza yetecek kadar olmalıdır. Dizlerinizle tankı sıkıca tutunuz ve dirsekleriniz serbest olsun. Gidonun elciklerine dayanmak virajda kontrolü yok eder ve düz yolda ise motorda salınışlara sebebiyet verebilir. Dizlerin tankı tutması baldırlarınızın aktif süspansiyon görevi görmesine olanak sağlar, sırtınızı destekler . Bu da dirsek ve omuzlarınızın serbest kalmasını sağlayacaktır. Bu şekilde çatal ve şok altınızda bağımsız olarak çalışabilir. Bir jokeyin atını dört nala kaldırmasındaki gibi sizde motorunuzla bir uyum içinde olmalısınız. Bu hem size hem de motorunuza işleri kolaylaştıracaktır. Böylece motorunuz engellere karşı daha yumuşak tepkiler vererek sizinde motor üzerinde sağ kalabilmek için akrobosiler yapmanıza gerek bırakmayacaktır.

Yapınıza uygun tarzda bükülmek yerine camın altına girmeğe kendinizi zorlarsanız bu durumda da kendiniz için rahat olan bir şekil bulmalısınız. Dirsekleriniz gevşek ve sürüşünüz rahat olmalıdır. Uzun boylu sürücüler kendilerini sele üzerinde geri itmek mecburiyetindedirler. Kısa olanlar öne doğru oturmakla daha mutlu olacaklardır.

Fren yaparken gevşemiş ve rahat olacak şekilde dik olarak oturun. Tam şekil motorun tipine ve sizin fiziksel özelliklerinize bağlıdır. Dik oturduğunuzda öne doğru gelme durumunuz olur ama kemer birleşim noktanızın tanka dayanması gerekmemektedir. Ancak oturuşunuzun, dizlerinizle hız kesilmesinin yaratacağı güçleri dengeleyecek oranda tankı sıkı tutabileceği bir pozisyonda olması gerekmektedir. Bu dik konum gidon üzerine ani ve sert bir savrulma ile eğilmenizi engelleyecek sırt desteğini de size sağlayacaktır. Ancak çok sert frenlemelerde çok dik oturmaktan kaçınınız, bu sizin frenleme gücülerinin bir kısmını kollarınıza almanızı ve cam üzerinden ileri doğru motorun üstünden uçmanıza sebep olabilir. Frenleme sırasında vücut ağırlığınızın bir kısmını bacaklarınıza alınız, burada önemli olan çuval gibi tüm ağırlığınızla selenin üzerinde oturuyor olmamanızdır. Bunun amacıda dönüş safhalarına sizin hazırlanabilmenizi engelleyebilecek frenleme ve süspansiyon hareketlerinin geri dönüşüm etkilerini asgariye indirmektir.

Frenleri düzgünce kullanarak süspansiyonları dönüş için hazırladınız, birçok sürücü burada tam dönüşe başladıkları anda oturuş pozisyonlarını değiştirmek gibi bir hataya düşer. Ve motosikletin ayarlanmış olan süspansiyon dengesini tekrar bozarak kararsızlaştırırlar. Doğrusu ise en geç olarak frenleri bıraktığınız anda oturuş pozisyonunuzun ayarlanmış olmasıdır. Tabi tam pozisyon alma motor tipine göre yapılır. Spor motosikletlerde kollarınızın dirsekle bilek arası olan ön kısımlarını elciklerle aynı seviyede ve doğrultuda tutmanız gerekir ki size kontrada maksimum destek sağlayabilsinler. Eğer motorla vücudunu dönüşlerde bir doğrultuda tutanlardan iseniz kol ve bacaklarınızın altınızdaki motorun rahat çalışmasını sağlayacak şekilde aktif süspansiyon işlevini yapmasına izin veriniz. Şayet motordan viraj içine sarkarak dönecekseniz bu pozisyona dönüşe başlamadan geçmiş olmanız şarttır. Dıştaki bacağınızla motorun tankına sıkı sarılın ve dirseklerinizin serbest durumunu muhafaza edin. Yine tam doğrulmadan merkezi konum oturma pozisyonuna geçemeye çalışmayınız.

Şunu unutmayınız: Dönüş esnasında neler yapmak durumunda olursanız olun yada nelerle karşılaşırsanız karşılaşın sizin durumunuz(pozisyonunuz) her zaman kumandaları rahatlıkla kontrol edebileceğiniz bir durumda olmalıdır. Başınız dönemecin içine doğru rahatlıkla çevirebileceğiniz bir durumda olmalıdır- bunu virajın tam ortasında tankın üzerine yatmış durumda iken yapmaya çalışın. Kollarınız kasılı olmamalıdır.

Rahat bir pozisyonu muhafaza edebilmek çabuk yorulmanızı da engelleyecektir. 

Rahat bir pozisyonda olmak ve dirseklerin gevşek olması neden bu kadar önemlidir?

İki sebebi vardır:

1. Gevşek, kırık vaziyette tutulan dirsekler aynen kırık dizlerimiz gibi amortisör vazifesi görürler.
2. Eğer dirseklerinizi kilitler ve gidon elciklerine dayanırsanız motordan gelebilecek her yol sarsıntısını aynen gidona aktarırsınız.

Dirsekleri kırık ve serbest tutmakla yönlendirmeyi kol kaslarınızla yaparsınız halbuki dirseklerinizi kilitler ve kollarınızı kasarsanız yönlendirmeyi omuzlar ve sırtınızla yapıyor olursunuz- bu da neredeyse imkansızdır . Bu şekilde doğru ve tam bir yönlendirme yapılamaz. 

Gidonlara yüklenmemek, dirseklerin kırık ve kolların gevşek tutulması zamanla kazanılan bir alışkanlıktır. Kendiliğinden ve bir kerede olmaz. Üzerinde çalışılması gereklidir. 

Genellikle gidona dayanma-abanma aşağıdaki durumlarda gerçekleşir:

1. Uzun sürüşlerde yorgunluk başlayınca
2. Yolculu sürüşlerde
3. Engebeli yollardaki sürüşlerde
4. Sert frenlemelerin yapıldığı keskin virajlı yollarda
5. Yoğun trafikteki sürüşlerde
6. Yavaş sürüşlerdeki dar alan dönüşlerinde
7. Stres altındaki sürüşlerde-sizden daha usta kişilerle birlikte limitlerinizi zorlayarak yaptığınız sürüşlerde.

Dirseklerinize sürüş esnasında içe dışa sallama hareketi yaptırın. Bunu yapabiliyorsanız dirsekleriniz serbest demektir. Yoğun trafikte kendinizi denetleyerek stresinizi kontrol edecek zihinsel telkinlerde bulununuz. Trafikte limitlerinizin üzerinde sürüş yapmaktan kaçınınız.
Yazar:  Alpaslan Kuzucan


motorcular.com'da üye ve kurumsal kullanıcı üyelerinin oluşturduğu tüm içerik, görüş, bilgi ve belgelerin doğruluğu, eksiksiz ve değişmez olduğu, yayınlanması ile ilgili yasal yükümlülükler içeriği oluşturan kullanıcılara aittir. motorcular.com portalına girilen içeriklerin, görüş, bilgi ve belgelerin yanlışlık, eksiklik veya yasalarla düzenlenmiş kurallara aykırı olmasından motorcular.com hiçbir şekilde sorumlu değildir. Sorularınız için ilan veren üyeler ile irtibata geçebilirsiniz.

bucaefeler.com.tr
Başa Dön